” Eğer mutluluğunuz bir başkasının yaptıklarına bağlıysa, çok ciddi bir sorununuz var demektir.” Aldous Huxley

Yapamadıklarınız ya da başınıza gelenler için kendinizi ya da başkalarını suçlarsanız özgüveniniz her seferinde bir daha düşecektir. Suçlamaktan vazgeçmenin en iyi yolu, sorumluluk almaktır. Yaşanan her ne ise, başınıza gelenlerin sorumluluğunu kabul etmektir. Herkes hata yapabilir, yapmalıdır da çünkü hata yapmayan insan, hayatı hiç yaşamamış demektir. Hata bir öğrenme şeklidir. Yaptığımız hataların sorumluluğunu almak ve ders çıkarmak bizi ileri götürür.

Başkalarını suçlamak ” kurban” rolünü kabul etmektir. Eğer yaşadıklarınız nedeniyle başkalarını suçlamayı alışkanlık haline getirmişseniz, edilgen biri olduğunuzu ve hiç bir şeyi değiştirecek güce sahipolmadığınızı kodlarsınız. Bunu bilinçaltınızda kabul edersiniz. Başınıza gelen olaylar, şanssızlıkar için başkasını suçlamak, beyin tarafından, zaman içinde öğrenilmiş bir şeydir. Kolaya kaçmak, eylemsizlik ve kaderciliktir.

Şimdi, kendinizi veya başkasını suçladığınız ne varsa defterinize tek tek yazın. Sonra bakış açınızı değiştirerek başınıza gelen olayın sorumluluğunu kabul edin. ”Başıma her ne geldiyse olumlu ya da olumsuz, hepsi benim sorumluluğumda” şeklinde…

Sonra düşüncenin ardındaki iyi haberi fark edin; ” Eğer bu olumsuz şeyin sorumlusu ben isem,yani bunun başıma gelmesine ben katkıda bulunduysam demek ki iyi şeyler düşünüp, farklı davranışlar sergileyerek hayatım için olumlu şeyler yaratılması için gayret edebilirim.

Eğer olumsuz bakışlar hayatımızı sarmaşık gibi sarmaya başladıysa gelecek cümle bize rehber olacaktır.

Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.

Olayların olumlu ve hayırlı taraflarını daima gözetmeliyiz.. Bunun neticesi farkında olmadığımız güzelliklerin farkına varmamızı sağlayacaktır. Böylelikle başedemeyeceğimizi düşündüğümüz, bizi ürküten, bizi korkutan şeyler değişecek, sevimlileşeceklerdir.. hayatımızın seyri de güzel ve olumlu şekilde değişecek ve ilerleyecektir.